Secure Future

Ağ Güvenliği

Çözümlerimiz



1.     Web İzolasyonu (Web Isolation)

Kullanıcıların web tarayıcılarını daha güvenli hale getirmek için kullanılan bir güvenlik önlemidir. Web izolasyonu, potansiyel olarak zararlı web siteleri, kötü amaçlı yazılımlar ve siber tehditlerle başa çıkmak için geliştirilmiş bir teknolojidir. Temel olarak, web izolasyonu, kullanıcıların cihazlarına veya ağlarına zarar verme potansiyeli olan web içeriği ile doğrudan etkileşimden kaçınarak tehlikeli içerikleri uzakta tutmayı amaçlar.

 

Web izolasyonu genellikle aşağıdaki yöntemlerle uygulanmaktadır:

 

Uzak Tarayıcılar: Kullanıcılar web sayfalarını görüntülemek için kendi cihazlarında bir tarayıcı kullanmak yerine, uzak sunucularda barındırılan tarayıcıları kullanırlar. Bu sayede, zararlı içerikler ve kötü amaçlı yazılımlar cihazlarınıza erişemez.

 

Sanal Ortam: Web sayfaları, sanal bir ortamda çalıştırılır ve sonuçlar gerçek cihazınıza aktarılır. Böylece, herhangi bir zararlı içerik sanal ortamda izole edilir ve gerçek cihazınıza zarar veremez.

 

İçerik Filtreleme: Web izolasyon sistemleri, giriş ve çıkış trafiğini analiz eder ve zararlı içerikleri filtreler. Kullanıcıların sadece güvenli içeriğe erişimine izin verilir.

 

Web izolasyonunun avantajları şunlar olabilir:

 

Kullanıcıların cihazları daha güvenli hale gelir ve kötü amaçlı yazılımların bulaşma riski azalır.

Siber tehditlerle başa çıkmak için güvenlik ekiplerine daha fazla kontrol ve izleme sağlar.

Hassas verilerin çalınmasını veya zarar görmesini önler.

 

Web izolasyonu, özellikle kurumsal çevrelerde kullanılır ve daha fazla güvenlik gereksinimi olan işletmeler için önemli bir güvenlik önlemi olabilir.

 

 



2.     Sandbox

Bilgisayar ağları ve sistemlerini korumak için kullanılan bir güvenlik önlemidir. Sandbox, bilgisayar programlarını veya dosyaları izole edilmiş bir ortamda çalıştırarak, kötü amaçlı yazılımların veya zararlı işlemlerin ağ veya sistem kaynaklarına zarar vermesini engeller. İşte ağ güvenliği sandbox'unun temel özellikleri:

 

İzolasyon: Sandbox, uygulamaları veya dosyaları gerçek işletim sisteminden ve ağ kaynaklarından izole edilmiş bir çevrede çalıştırır. Bu, kötü amaçlı yazılımın veya saldırıların sınırlarını çizer.

 

Deneme ve Analiz: Sandbox, potansiyel olarak zararlı dosyaları veya uygulamaları güvenlik analizi için kullanabilir. Bu, bu dosyaların davranışlarını incelemek ve zararlı faaliyetleri tanımlamak için bir fırsat sunar.

 

Geri Dönüş: Sandbox, bir dosya veya uygulama zararlı ise, bu dosyanın veya uygulamanın gerçek sisteme zarar vermesini engeller. Bu sayede zararlı yazılımın etkileri sınırlıdır ve geri dönüşü daha kolaydır.

 

İşletim Sistemi Bağımsızlığı: Sandbox, farklı işletim sistemlerinde çalışabilen bağımsız bir çevre oluşturabilir, böylece farklı platformlarda zararlı yazılımları analiz edebilir.

 

Güvenlik Araştırmaları: Ağ güvenliği profesyonelleri ve güvenlik araştırmacıları, sandbox ortamlarını kullanarak kötü amaçlı yazılım analizi ve tehdit keşfi için araştırmalar yapabilirler.

 

Ağ güvenliği sandbox'ları, siber güvenlik önlemleri arasında önemli bir rol oynamaktadır. Bu tür çözümler, bilgisayar ağlarını ve sistemleri daha güvenli hale getirirken, yeni tehditleri tanımlama ve analiz etme yeteneği sunar.

 

Email Sandbox Security" (E-posta Sandbox Güvenliği), e-posta güvenliği konseptlerinden biridir ve potansiyel olarak zararlı veya tehlikeli e-postaları izole ederek analiz etme amacını taşır. E-posta Sandbox Security, aşağıdaki şekillerde kullanılır:

 

Zararlı E-posta Eki İzolasyonu: E-posta sandbox güvenliği, e-posta eklerini veya bağlantılarını izole eder ve potansiyel tehlikeli içerikleri analiz eder. Bu, zararlı yazılımların veya kötü amaçlı bağlantıların gerçek kullanıcılara zarar vermesini önler.

 

Spam ve Fidye Yazılımı Tespiti: E-posta sandbox'ları, spam e-postalarını ve fidye yazılımı ile ilgili e-postaları tespit etmek için kullanılır. Bu e-postaları izole eder ve içeriklerini analiz ederek tehlikeli olduğunu belirler.

 

Kimlik Avı (Phishing) Saldırıları Tespiti: Kimlik avı (phishing) saldırıları, kullanıcıları yanıltarak kişisel bilgileri ele geçirmeye çalışan tehlikeli e-postaları içerir. E-posta sandbox güvenliği, bu tür saldırılara karşı koruma sağlar ve bu e-postaların analizini yaparak kimlik avı girişimlerini tespit eder.

 

Siber Tehdit İncelemesi: E-posta sandbox'ları, yeni veya gelişmiş siber tehditleri incelemek için kullanılır. Bu, güvenlik uzmanlarının yeni saldırıları anlamalarına ve karşı önlemler alabilmelerine yardımcı olur.

 

E-posta sandbox güvenliği, gelen e-postaların izole bir ortamda analiz edilmesini sağlar ve bu sayede zararlı içeriklerin sistemlere ulaşmasını engeller. Bu tür bir güvenlik önlemi, organizasyonların e-posta güvenliği konusunda daha etkili ve proaktif bir yaklaşım benimsemelerine yardımcı olur.

  



3.     Aldatma Teknolojileri

Ağ güvenliği bağlamında kullanılan bir kavramdır ve genellikle "Deception Technologies" olarak da adlandırılır. Bu teknolojiler, ağ güvenliğini artırmak ve siber saldırganları tespit etmek için bilinçli olarak yanıltıcı bilgiler veya tuzaklar oluşturan güvenlik önlemlerini ifade eder. İşte Aldatma Teknolojilerinin bazı önemli unsurları ve kullanım alanları:

 

Aldatıcı Ağ Kaynakları (Deceptive Network Resources): Bu teknoloji, ağ üzerinde yanıltıcı bilgiler oluşturarak siber saldırganları çekmeyi amaçlar. Örneğin, yanıltıcı sunucular, paylaşılan dosyalar veya ağ servisleri oluşturabilir. Saldırganlar bu yanıltıcı kaynaklara ulaştığında, güvenlik ekipleri bu girişimleri tespit edebilirler.

 

Aldatıcı Belgeler (Deceptive Documents): Aldatma teknolojileri, yanıltıcı belgeler veya dosyalar oluşturarak saldırganların ilgisini çekebilir. Örneğin, yanıltıcı belgeleri izleyen bir izleme sistemi, bu belgeleri açan veya indiren saldırganları belirlemek için kullanılabilir.

 

Honey Pots (Bal Kovaları): Honey potlar, bilinçli olarak savunmasız veya kolay hedef gibi görünen sistemlerdir. Saldırganlar bu sistemlere saldırdıklarında, güvenlik ekipleri saldırıyı tespit edebilirler. Honey potlar, organizasyonun gerçek sistemlerini korumak için kullanılan yanıltıcı bileşenlerdir.

 

Otomatik Tehdit Algılama ve Yanıt (Automated Threat Detection and Response): Aldatma teknolojileri, siber saldırılara hızlı bir yanıt sağlamak amacıyla otomasyonu içerebilir. Saldırı tespit edildiğinde, otomatik tepkiler alarak saldırının yayılmasını ve zararın minimize edilmesini sağlar.

 

Aldatma teknolojileri, organizasyonların siber saldırıları daha etkili bir şekilde tespit etmelerine ve önlem almalarına yardımcı olur. Ayrıca siber güvenlik ekiplerine, potansiyel tehditlere karşı daha bilinçli ve proaktif bir yaklaşım benimsemelerine olanak tanır.

 

 

 



4.     DDoS

DDoS saldırısı, bir hedef sunucu veya ağ hizmetini hedefleyen bir tür siber saldırıdır. Bu tür saldırılar, bir hizmetin normal çalışmasını engellemek veya kullanılamaz hale getirmek amacıyla büyük miktarda trafik veya istek gönderilerek gerçekleştirilir.

 

DDoS saldırılarının ana özellikleri şunlardır:

 

Dağıtılmış Saldırı: "Distributed" (Dağıtılmış) kısmı, saldırının birden fazla bilgisayar veya cihazdan gelmesi anlamına gelir. Saldırganlar, kontrol ettikleri bir botnet (zombi ordusu) adı verilen büyük bir bilgisayar ağından gelen çok sayıda cihazı kullanarak saldırıyı gerçekleştirirler. Bu, hedefi daha etkili bir şekilde sıkıştırır ve savunma mekanizmalarını aşmayı zorlaştırır.

 

Hizmet Engelleme (Denial of Service): DDoS saldırıları, hedefin ağ kaynaklarını veya sunucularını aşırı derecede yüklemek amacıyla yoğun trafik veya istekler göndererek hizmeti kullanılamaz hale getirmeyi amaçlar. Bu, hedefin normal işleyişini engeller ve kullanıcıların hizmeti erişememesine neden olur.

 

Yanıltma Taktikleri: Saldırganlar, saldırıları gizlemek veya savunma mekanizmalarını aşmak için çeşitli yanıltma taktikleri kullanabilirler. Örneğin, trafiklerini gizlemek veya hedefi yanıltmak için sahte IP adresleri veya kaynaklar kullanabilirler.

 

DDoS saldırıları, hedeflenen organizasyonlar için ciddi bir tehdit oluşturabilir. Saldırılar, web sitelerinin çökmesine, online hizmetlerin kesintiye uğramasına ve iş sürekliliği sorunlarına neden olabilir. Bu nedenle, organizasyonlar DDoS saldırılarına karşı savunma mekanizmaları oluşturur ve ağ güvenliği uzmanları, bu tür saldırıları tespit etmek ve önlemek için çeşitli teknikler geliştirirler.

 



5.     SD-WAN, "Software-Defined Wide Area Network" 

Bu yaklaşım, geleneksel olarak kullanılan geniş alan ağlarını (WAN) yönetmek ve optimize etmek için yazılım tabanlı bir çözüm sunar. SD-WAN, ağ trafiğini daha akıllıca yönetmeyi, bant genişliğini etkili bir şekilde kullanmayı ve geniş alan ağlarının performansını artırmayı amaçlar.

 

SD-WAN'ın ana özellikleri ve faydaları şunlardır:

 

Merkezi Yönetim: SD-WAN, ağ trafiği yönetimini ve kontrolünü merkezi bir kontrol noktasından sağlar. Bu, ağ politikalarının ve önceliklerinin merkezi bir konumdan belirlenmesine olanak tanır.

 

Optimize Edilmiş Trafik Yönetimi: SD-WAN, trafiği akıllıca yönetir ve optimize eder. Bu, kritik uygulamaların yüksek performansla çalışmasını sağlar ve bant genişliği kaynaklarını etkili bir şekilde kullanır.

 

Geniş Erişim Seçenekleri: SD-WAN, çoklu bağlantı türlerini destekler, bu da organizasyonlara özel hatlar, DSL, kablosuz ve hücresel ağlar gibi farklı bağlantı seçeneklerini kullanma esnekliği sunar.

 

Yedeklilik ve Hızlı Kurtarma: SD-WAN, ağdaki bir hatanın veya kesintinin algılandığında otomatik olarak trafik yönlendirmeyi değiştirerek hızlı bir şekilde kurtarma yapabilir.

 

Gelişmiş Güvenlik: SD-WAN çözümleri, ağ trafiğini daha iyi izleme ve güvenlik politikalarını uygulama yetenekleri sağlar. Bu, siber tehditlere karşı daha etkili bir koruma sağlar.

 

Maliyet Tasarrufu: SD-WAN, ağ bant genişliği kaynaklarını daha etkili bir şekilde kullanarak organizasyonların maliyetlerini düşürebilir. Özellikle organizasyonların geniş alan ağlarını yönetmek için özel hatlar veya MPLS gibi yüksek maliyetli bağlantılar kullanıyorsa, SD-WAN bu maliyetleri azaltabilir.

 

SD-WAN, genellikle büyük ölçekli organizasyonlar, şube ofisleri, veri merkezleri ve bulut hizmetlerine bağlantıyı iyileştirmek ve ağ performansını artırmak isteyen organizasyonlar için önemli bir teknolojidir. Bu yaklaşım, ağ yönetimini daha esnek ve verimli hale getirirken aynı zamanda iş sürekliliğini ve güvenliği artırır.

 

 

 



6.     Ağ Güvenliği Segmentasyonu

 

Bir ağın parçalara veya "segmentlere" bölünmesi ve bu segmentlerin ayrı ayrı yönetilmesi ve güvence altına alınması işlemidir. Bu, ağın güvenliğini artırmak ve siber saldırıların yayılmasını sınırlamak amacıyla kullanılır. Ağ güvenliği segmentasyonunun temel amacı, bir saldırının bir bölgeden diğerine veya bir ağ bileşeninden diğerine yayılmasını önlemektir.

 

Ağ güvenliği segmentasyonu şunları içerir:

 

Ağın Bölünmesi: Ağ güvenliği segmentasyonu, ağı mantıksal veya fiziksel olarak farklı parçalara böler. Bu parçalar, örneğin bir şirketin iç ağı, veri merkezi ağı, misafir ağı ve yönetim ağı gibi farklı işlevlere veya kullanıcılara hizmet edebilir.

 

Erişim Kontrolleri: Her segment, kendi erişim denetimleri ve politikalarına sahiptir. Bu, kullanıcıların yalnızca belirli kaynaklara erişmelerine izin verilir ve yetkilendirme ve kimlik doğrulama ile sağlanır.

 

Trafik İzolasyonu: Her segment, diğer segmentlerden izole edilir. Bu, bir saldırının bir segmentte başladığında diğer segmentlere yayılmasını engeller.

 

Güvenlik Duvarları ve İzleme: Segmentler arasına güvenlik duvarları eklenir ve ağ trafiği izlenir. Güvenlik duvarları, segmentler arasındaki trafiği denetler ve zararlı trafiği engeller.

 

Veri ve Uygulama Segmentasyonu: Veri ve uygulamalar da farklı segmentlere ayrılabilir. Hassas veriler, yalnızca belirli kullanıcılar veya uygulamalar tarafından erişilebilir hale getirilebilir.

 

Ağ güvenliği segmentasyonu, organizasyonların iç ağlarını ve kaynaklarını korumak için önemli bir stratejidir. Saldırıların yayılmasını sınırlayarak, saldırıların geniş bir ağı etkilemesini engeller ve ağ güvenliğini artırır. Bu ayrıca içeriden veya dışarıdan gelen tehditlere karşı daha etkili bir savunma sağlar.

 

 

 

 



7.     Ağ Güvenliği Değerlendirmesi (Network Security Assessment)

Bir organizasyonun ağ güvenliğinin mevcut durumunu analiz etmeyi ve değerlendirmeyi amaçlayan bir süreçtir. Bu değerlendirme, ağ güvenliği zayıf noktalarını tanımlamak, siber tehditlere karşı organizasyonun direncini değerlendirmek ve gerekli güvenlik önlemlerini belirlemek için kullanılır. İşte ağ güvenliği değerlendirmesinin ana bileşenleri ve amaçları:

 

Araştırma ve Bilgi Toplama: Değerlendirme süreci, organizasyonun ağ yapısı, kullanılan teknolojiler, uygulamalar ve güvenlik politikaları hakkında bilgi toplama aşamasıyla başlar. Bu, organizasyonun ağ yapısını anlamak için gereklidir.

 

Zafiyet Taraması (Vulnerability Scanning): Ağ güvenliği değerlendirmesi, organizasyonun ağı üzerindeki güvenlik açıklarını ve zafiyetleri belirlemek için güvenlik tarayıcıları veya araçlar kullanır. Bu taramalar, güvenlik açıklarını tespit etmek ve düzeltme gerektiren alanları belirlemek için kullanılır.

 

Penetrasyon Testi (Penetration Testing): Penetrasyon testi, organizasyonun ağına etik hackerlar tarafından saldırılar düzenlenmesini içerir. Bu testler, organizasyonun ağının ne kadar dayanıklı olduğunu ve saldırılara karşı ne kadar dirençli olduğunu değerlendirmek için kullanılır.

 

İçerik İncelemesi (Content Review): Değerlendirme, ağ trafiğini ve ağ üzerinde depolanan verileri inceleyebilir. Bu, hassas verilere veya güvenlik politikalarına aykırı içeriklere sahip verileri tespit etmeyi amaçlar.

 

Kimlik ve Erişim Kontrolleri Değerlendirmesi: Değerlendirme süreci, organizasyonun kimlik doğrulama ve erişim kontrol politikalarını gözden geçirir ve bu politikaların etkililiğini değerlendirir.

 

Raporlama ve Öneriler: Ağ güvenliği değerlendirmesi sonuçları bir rapor haline getirilir. Bu rapor, organizasyonun ağ güvenliği durumunu, zafiyetleri, önerilen düzeltme önlemlerini ve gelecekteki güvenlik iyileştirmelerini içerir.

 

Ağ güvenliği değerlendirmesi, organizasyonların güvenlik zayıf noktalarını belirlemelerine ve bu zayıf noktaları ele alarak ağlarını daha güvenli hale getirmelerine yardımcı olur. Bu, siber tehditlere karşı daha iyi koruma sağlar ve organizasyonun ağ güvenliği stratejisinin sürekli iyileştirilmesine katkıda bulunur.